7. Sınıf 1. Ünite: Melek ve Ahiret İnancı - Dijital Ders Defterim
Üniteye Genel Bakış
Konular
- 1.1. Görülen ve Görülemeyen Varlıklar
- 1.2. Melekler ve Özellikleri
- 1.3. Dünya ve Ahiret Hayatı
- 1.4. Ahiret Hayatının Aşamaları
- 1.5. Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. İsa (a.s.)
- 1.6. Bir Sure Tanıyorum: Nâs Suresi ve Anlamı
Anahtar Kavramlar
Âlem: Allah'ın yarattığı tüm varlıkların oluşturduğu evren.
Gayb: Gözle göremediğimiz, duyu organlarımızla algılayamadığımız gizli ve görünmez âlem.
Melek: Nurdan yaratılmış, Allah'ın emirlerine harfiyen uyan, gözle görülmeyen varlıklar.
Ahiret: Dünya hayatından sonra başlayacak olan ebedi (sonsuz) hayat.
Cin ve Şeytan: Ateşten yaratılmış, akıl ve irade sahibi, gözle görülmeyen varlıklar.
1.1. Görülen ve Görülemeyen Varlıklar
Evren, sadece gözümüzle gördüklerimizden ibaret değildir. Varlıklar alemi temel olarak ikiye ayrılır.
- Görülen Âlem (Şehadet Âlemi): Duyu organlarımızla (göz, kulak, burun vb.) algılayabildiğimiz her şey bu alemdedir. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler, dağlar, denizler...
- Görülemeyen Âlem (Gayb Âlemi): Duyu organlarımızla algılayamadığımız, varlığını ancak Allah'ın bildirmesiyle (vahiy yoluyla) bilebileceğimiz alemdir.
Akılda Kalıcı Örnekler
Gördüklerimiz: Sıra arkadaşımız, kalemimiz, okul bahçesindeki ağaç.
Göremediklerimiz (Ama varlığını bildiklerimiz): Hava, mikroplar, aklımız, sevgimiz, rüyalarımız.
Göremediklerimiz (Vahiy ile bildiklerimiz): Melekler, cinler, şeytan, cennet ve cehennem.
Soru: Bir şeyi göremememiz, onun olmadığı anlamına gelir mi? Neden?
Cevap: Hayır, gelmez. Çünkü bizim duyu organlarımız sınırlıdır. Örneğin, havayı göremeyiz ama nefes alırken varlığını hissederiz. Mikropları göremeyiz ama hasta olunca etkilerini anlarız. Aynı şekilde, melekleri ve ahireti de göremeyiz ama varlıklarına Allah bildirdiği için iman ederiz.
1.2. Melekler ve Özellikleri
Melekler, nurdan yaratılmış, erkeklik ve dişilikleri olmayan, yemeyen, içmeyen, uyumayan, Allah'ın emirlerine tam itaat eden latif (gözle görülmeyen) varlıklardır. Meleklere inanmak, imanın şartlarındandır.
Dört Büyük Melek ve Görevleri
Melek | Görevi | Açıklama |
---|---|---|
Cebrail (a.s.) | Vahiy Meleği | Allah'ın mesajlarını (vahiy) peygamberlere ulaştırır. |
Mikâil (a.s.) | Doğa Olayları | Yağmur, kar, rüzgâr gibi doğa olaylarını ve rızıkları idare eder. |
İsrafil (a.s.) | Sûr'a Üflemek | Kıyametin kopması ve yeniden diriliş için "Sûr" adlı boruya üfler. |
Azrail (a.s.) | Ölüm Meleği | Eceli gelen canlıların ruhlarını (canlarını) Allah'ın izniyle alır. |
💡 EZBER ŞİFRESİ (4 Büyük Melek) 💡
C. A. M. İ.
(Cebrail - Azrail - Mikail - İsrafil)
Diğer Melekler ve Görevleri
- Kirâmen Kâtibîn: "Değerli Yazıcılar" demektir. Sağ ve sol omzumuzda bulunurlar. Yaptığımız tüm iyi ve kötü amelleri yazarlar.
- Münker ve Nekir: Öldükten sonra kabirde bizi sorguya çekecek olan sorgu melekleridir.
- Hafaza Melekleri: "Koruyucu Melekler"dir. Allah'ın izniyle insanları kaza ve belalardan korurlar.
Soru: Melek inancı davranışlarımızı nasıl güzelleştirir?
Cevap: Her an yanımızda Kirâmen Kâtibîn meleklerinin olduğunu ve her yaptığımızı yazdıklarını bilmek, bizi kötülük yapmaktan alıkoyar. Yalnızken bile günah işlemekten çekinir, her zaman iyi ve dürüst olmaya çalışırız. Bu, davranışlarımızı güzelleştirir.
1.3 & 1.4. Ahiret ve Aşamaları
Ahiret, bu dünyanın sonlu ve geçici bir imtihan yeri olduğunu, asıl ve sonsuz hayatın ise ölümden sonra başlayacağını kabul etmektir. Ahiret inancı, imanın şartlarından biridir.
Atasözü: "Dünya ahiretin tarlasıdır." Yani bu dünyada ne ekersek (iyilik veya kötülük), ahirette onu biçeriz.
İnsanın Ebedi Yolculuğu (Ahiretin Aşamaları)
Aşama | Açıklaması |
---|---|
1. Ölüm | Ruhun bedenden ayrılmasıdır. Bir yok oluş değil, ebedi hayata geçiş kapısıdır. |
2. Berzah (Kabir Hayatı) | Ölümle başlayıp yeniden dirilişe kadar sürecek olan ara dönemdir. |
3. Kıyamet | İsrafil'in Sûr'a ilk kez üflemesiyle evrendeki tüm düzenin bozulması ve canlıların ölmesidir. |
4. Ba's (Yeniden Diriliş) | İsrafil'in Sûr'a ikinci kez üflemesiyle tüm insanların yeniden diriltilmesidir. |
5. Mahşer ve Haşir | Yeniden diriltilen tüm insanların hesap vermek üzere bir araya toplanmasına "Haşir", toplandıkları meydana ise "Mahşer" denir. |
6. Hesap ve Mizan | Mahşer yerinde insanların dünyada yaptıkları her şeyden sorguya çekilmesine "Hesap"; iyilik ve kötülüklerinin tartılacağı ilahi adalet terazisine ise "Mizan" denir. |
7. Cennet ve Cehennem | Hesap sonucunda iyilikleri ağır basan müminlerin sonsuz mükafat yurdu "Cennet"e; inkarcıların ve kötülükleri ağır basanların ise ceza yurdu "Cehennem"e gitmesidir. |
Soru: Ahirete inanmak neden önemlidir?
Cevap: Ahirete inanmak, hayatımıza bir anlam ve amaç katar. Bu dünyanın bir imtihan olduğunu ve yaptığımız her şeyin bir karşılığı olacağını bilmek, bizi daha adil, merhametli ve sorumlu bir insan yapar. Kötülüklerin cezasız kalmayacağını, iyiliklerin ise asla kaybolmayacağını bilmek insana huzur ve adalet duygusu verir.
1.5. Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. İsa (a.s.)
Hz. İsa, Kur'an-ı Kerim'de adı geçen ve "Ulü'l-azm" (en büyük) peygamberlerden biridir. Kendisine **İncil** adlı ilahi kitap verilmiştir.
- Annesi, iffeti ve Allah'a bağlılığı ile bilinen Hz. Meryem'dir.
- En büyük mucizelerinden biri **babasız olarak dünyaya gelmesidir**. Bu durumu, Allah'ın Hz. Âdem'i topraktan yaratması gibi bir kudret delilidir.
- Diğer mucizeleri arasında, Allah'ın izniyle beşikteyken konuşması, hastaları iyileştirmesi ve ölüleri diriltmesi yer alır.
- Yahudiler onu öldürmek istediler ancak Allah onu korumuş ve katına yükseltmiştir. Çarmıha gerilen kişi o değildir.
- Hristiyanların inandığı "Teslis" (Baba-Oğul-Kutsal Ruh) inancı, İslam'ın Tevhit ilkesine aykırıdır. Müslümanlar, Hz. İsa'yı Allah'ın oğlu değil, O'nun kulu ve değerli bir peygamberi olarak kabul eder.
Soru: Müslümanların Hz. İsa'ya bakışı ile Hristiyanların bakışı arasındaki temel fark nedir?
Cevap: En temel fark şudur: Hristiyanlar Hz. İsa'yı "Tanrı'nın oğlu" olarak kabul ederken, Müslümanlar onu Allah'ın yarattığı bir kul ve insanları tevhide davet eden büyük bir peygamber olarak kabul ederler.
1.6. Bir Sure Tanıyorum: Nâs Suresi
Nâs suresi, Kur'an-ı Kerim'in 114. ve son suresidir. "Nâs" kelimesi "insanlar" demektir. Felak suresi ile birlikte "iki koruyucu" anlamına gelen **"Muavvizeteyn"** adını alırlar.
Nâs Suresi ve Anlamı
Anlamı:
Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
1. De ki: Sığınırım insanların Rabbine,
2. İnsanların Melikine (mutlak egemenine),
3. İnsanların İlahına;
4. O sinsi vesvesecinin şerrinden,
5. O ki, insanların göğüslerine (kalplerine) vesvese verir.
6. Gerek cinlerden, gerek insanlardan (olan bütün vesvesecilerin şerrinden Allah'a sığınırım).
Soru: Nâs suresi bize kimlerin ve neyin şerrinden Allah'a sığınmamızı öğretir?
Cevap: Sure bize, insanın kalbine kötü düşünceler ve şüpheler fısıldayan ("vesvese veren") sinsi şeytanın şerrinden; ayrıca insanlar arasında da şeytan gibi davranıp kötülüğe teşvik eden kötü niyetli insanların şerrinden Allah'a sığınmamızı öğretir.
Hazırlayan: Abdurrahman Seyhan
www.sorularladers.net
Görüşlerinizi yoruma yazabilir misiniz?