Yazar: Oğuzhan Öcal ile Edebiyat Üzerine Röportaj
Röportaj
Soru 1: Lütfen kendinizi tanıtır mısınız?
Cevap: Ben Oğuzhan Öcal. 1974 Üsküdar Doğumluyum. Kelimelerin, hayallerin ve geçmişin izinde yürüyen bir yolcuyum. Bazen rüzgâra tutulmuş bir yaprak gibi savrulurum hikâyeler arasında, bazen de bir taş gibi yerleşirim sözcüklerin kalbine.
Soru 2: Yazarlık yolculuğunuz nasıl başladı?
Cevap: Bir gece, uyku ile uyanıklık arasında kalem elimdeydi. Çocukluğumun tozlu sokaklarında, düşlerimden kopup gelen sesleri kayda geçirmeye başladım. O günden beri de içimdeki yankıyı susturamadım; susturmak istemedim.
Soru 3: İlham kaynaklarınız nelerdir?
Cevap: İnsan… Karanlık… Tarih… Ve en çok da sessizlik. Bir çocuğun gözlerindeki yarın korkusu kadar bir yaşlının ellerindeki kırışıklık da ilhamımdır. Bir mezar taşı, bir aşk mektubu, bir yağmur damlası. Ne varsa hayatta, hepsi bir cümleyi büyütür içimde.
Soru 4: Yazarken en çok hangi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Cevap: En büyük zorluk kendim. Bazen kelimeler dizilirken içimdeki şüphe sesi büyür: “Bu yeterince gerçek mi? Yeterince kırık mı? Yeterince sen misin?” Yazmak, her defasında kendini kazmak gibi.
Soru 5: Karakterlerinizi nasıl oluşturuyorsunuz?
Cevap: Onları yaratmıyorum; onları buluyorum. Gecenin kör karanlığında, bir sokağın köşesinde yahut bir rüyanın kırık camında. Bazen bir bakış yetiyor. Ve sonra fısıldıyorlar: “Beni anlat…”
Soru 6: Okuyucularınıza vermek istediğiniz ana mesaj nedir?
Cevap: Hikâyenin bir yerinde kendinizi bulacaksınız. Belki bir yarada, belki bir umutta. Ve anlayacaksınız: Yalnız değilsiniz. Çünkü kelimeler, bizleri birbirine bağlayan görünmez köprülerdir.
Soru 7: Yeni projenizden bahseder misiniz?
Cevap: Tulpar’ın Çığlığı henüz tam dinmedi. Fırtına başka diyarlara savurdu beni; yeni bir öykünün tohumları, eski bir efsanenin küllerinde yeşeriyor. Gökyüzüyle toprağı, insanla miti yeniden buluşturacak bir destanın peşindeyim. Tulpar üçlemesinden sonra iki adet daha hazırladığım Bilim Kurgu Romanın hazır. Ayrıca üç farklı kitap Projesine yazı gönderdim.
Soru 8: Genç yazarlara önerileriniz nelerdir?
Cevap: Yazın. Yazarken rezil olun, korkmayın. Kimse duymasa bile yazın. Okuyun; sadece sevdiklerinizi değil, hoşlanmadıklarınızı da. Ve sakın unutmayın: İyi bir yazar, önce iyi bir dinleyicidir.
Soru 9: Gelecekte görmek istediğiniz temalar nelerdir?
Cevap: Korkusuzca yüzleşebileceğimiz iç karanlıklar… İnsanın ve dünyanın kırılganlığı… Ve elbette, umut. Her şey yıkıldığında bile geriye umut kalmalı.
Soru 10: Okuyucularınızdan aldığınız en etkileyici geri bildirim neydi?
Cevap: Bir okuyucum, satır aralarında kendi çocukluğunu gömülü bulduğunu yazmıştı. Dedi ki: “Beni anlatmışsın, oysa seni okuyordum.” Bundan büyük bir hediye yok bana.
Görüşlerinizi yoruma yazabilir misiniz?