Yazar: Hatıra Afşar ile Edebiyat Üzerine Röportaj
Röportaj
Soru 1: Lütfen kendinizi tanıtır mısınız?
Cevap: Ben Hatıra Afşar, 32 yaşındayım. Aslen Azerbaycan Türküyüm. 2018 yılına kadar doğup büyüdüğüm Bakü’de yaşadım. Eğitim hayatım da bu güzel şehirde şekillendi. Lisans eğitimimi Arap Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği üzerine tamamladım. Ardından yüksek lisansımı Pedagoji Tarihi ve Teorisi alanında yaparak, eğitimin hem teorik hem de tarihsel boyutlarına derinlemesine hâkim olma fırsatı buldum. Eğitim hayatımla sınırlı kalmadan sanata da her zaman büyük bir ilgi duydum. Müzik tutkum doğrultusunda, fortepiyano alanında eğitim alarak bir müzik okulundan mezun oldum. Bunun yanı sıra seslendirme, dublaj, sahne sanatları ve kamera önü oyunculuk gibi performans sanatları üzerine çeşitli eğitimler aldım. Sanatın her dalı bana kendimi ifade etmenin farklı yollarını sundu. Yaş ne olursa olsun, insanın kendini geliştirmeye devam etmesi gerektiğine inanıyorum. Öğrenmenin yaşı yoktur. Kendine yatırım yapan birey, hem kendi iç dünyasını hem de çevresini zenginleştirir. Bu bakış açısıyla sürekli okuyorum, araştırıyorum ve yeni alanlarda kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Ayrıca boş vakitlerimde amatör olarak resim yapıyorum.
Soru 2: Yazarlık yolculuğunuz nasıl başladı?
Cevap: Edebiyatla bağım çocuk yaşlarda kuruldu; daha o yıllarda klasik eserleri okumaya başlamıştım. Lise döneminde Fuzulî’nin Leyla ile Mecnun eserindeki tüm gazelleri ezberleyecek kadar derin bir merakım vardı. Yazmaya ise yine lise yıllarında şiirle başladım ama o dönemde şiirden çok küçük makaleler, edebi analizler kaleme alırdım. Kendimi bildim bileli edebiyat, hayatımın hep bir parçası oldu; bir ifade biçimi, bir sığınak ve aynı zamanda bir yolculuk.
Soru 3 : Yazarken en çok hangi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Cevap: Yazarken karakterlerin duygularına öylesine derinlemesine giriyorum ki, kimi zaman kendimi onların acısıyla ağlarken, kimi zaman da sevinçleriyle gülümserken buluyorum. Her bir karakter, içimden bir parçayı taşıyor sanki; onları sadece yazmıyor, adeta yaşıyorum. Bu yoğun bağ, yazma sürecini benim için hem çok özel hem de zaman zaman duygusal olarak yorucu hâle getiriyor.
Soru 4: Karakterlerinizi nasıl oluşturuyorsunuz?
Cevap: Karakterleri sanki ben oluşturmuyorum; onlar, ben var olduğumdan beri bir yerlerde varmış gibi geliyor. Sadece doğru zaman ve ortam geldiğinde, kendilerini kelimeler aracılığıyla ifade etmeye başlıyorlar. Uzun uzun düşünüp tasarlamıyorum aslında; bir anda, sanki hep oradaymışlar gibi sahneye çıkıyorlar. Bu da yazma sürecini benim için daha sezgisel ve içsel bir deneyime dönüştürüyor.
Soru 5: Okuyucularınıza vermek istediğiniz ana mesaj nedir?
Cevap: Benim nazarımda her insan eşsiz bir kitaptır; her biri okunmayı, anlaşılmayı ve hissedilmeyi bekleyen birer hikâyedir. Okuyucularımdan tek isteğim, bu satırları aşkla, sevgiyle ve bilinçle doldurmalarıdır. Çünkü gelişigüzel yaşamak yerine, anlamla örülmüş bir romana dönüşmek; hem hayata hem de ardında bırakılacak izlere çok daha derin bir değer katar.
Soru 6: Yeni projenizden bahseder misiniz?
Cevap: Yeni projem inşallah yakında okurla buluşacak; yine bilim kurgu türünde bir roman olacak. Neden bilim kurgu derseniz, çünkü bana göre yazarlık da ressamlık gibidir—bir ressam hayal dünyasını tuvale renklerle yansıtır, yazar ise kelimelerle yapar bunu. Gerçeklik, zaten hepimizin istesek de, istemesek de içinde olduğu bir kavramdır. Ben ise, bu gerçekliğin ardındaki daha derin hakikati bilim kurgu diliyle görünür kılmaya çalışıyorum.
Soru 7: Okuyucularınızdan aldığınız en etkileyici geri bildirim neydi?
Cevap: Bunu birçok okuyucumdan duydum ve o yüzden gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: “Sanki beni yazmışsınız” dediler. Demek ki romanlarımda insanlar kendilerinden bir şeyler bulabiliyor; bu da beni en çok mutlu eden şeylerden biri. Bir okuyucum da “ne nötr bir kötülük ne de pembe bir iyilik vardı; gerçekçi bir dönüşüm anlatılmış” yorumunu yapmıştı. Bu söz, yazarken vermek istediğim duygunun karşıya geçtiğini gösterdiği için beni gerçekten derinden etkilemişti.
Görüşlerinizi yoruma yazabilir misiniz?