Uzaydaki Uygarlık
Bilimkurgu-Fantazya
Uzaydaki Uygarlık
Dünya küller içinde kavrulurken Richard, bir uçak kazasının ardından kendini ölümcül sessizlikte bir adanın kıyısında bulur. Yanardağ her an patlayacak gibi titrerken, kalan birkaç kişiyle beraber sınırlı kaynaklara tutunur. Elindeki yarım kalmış cihaz, belki de tüm insanlığı kurtaracak tek anahtar olsa da, arkasında saklı sırlarla yüzleşmeyi gerektirir. Her adım, hem canlarını hem de zamanlarını çalar; okur, sayfaları çevirdikçe kıyametin gölgesinde umudun titrek ışığını arayacak.
Yusuf Metin Ahi’nin ustalığından doğan bu kısa, ancak çarpıcı gerilimde; adanın derinliklerinden uzaya uzanan bir yolculuğa davet edileceksiniz. Antik teknolojinin gün yüzüne çıktığı anlarda, karakterlerin sınırları zorlanır ve insan olmanın anlamı yeniden yazılır. Uzaydaki Uygarlık, yalnızca bir kurtuluş öyküsü değil; fedakârlık, etik hesaplaşma ve yıldızlara uzanma arzusuyla dolu bir serüven vaat ediyor. Son sayfaya dek hızını kesmeyecek bu hikâye, sizi maceranın kalbine çekecek bir çağrı niteliğinde: Cesaretiniz var mı?
"Kapı büyük bir gürültü ile çaldı. Koşar adım kapıya yöneldim. Gelen Batmazada Kasabası Valisi Bay Fred idi. Vali nefes nefese “Bay Richard!” dedi."
“Yanardağın içi gibiydi onun kalbi, sanki lavlar patlayacakmış gibi hararetli, bir o kadar da boştu, bomboştu.”
“Gahgabab beni tuttu ve koşarak savaş meydanından kaçmaya başladık. Bu sırada da iki farklı ırk tepelerden inerek birbirlerine doğru ilerliyorlardı.”
Görüşlerinizi yoruma yazabilir misiniz?