Bir Ömre Bedel Hikâye: İclâl
Roman

Kitap Türü: Roman
Adaletin geciktiği, vicdanların sustuğu, suskunlukların çığlığa dönüştüğü bir coğrafyada, bir kız çocuğu doğar: İclâl. Ne gelişi sorulmuştur ne de gidişi planlanmıştır. Bir gün ansızın belirir; Rukiye’nin duasına, Asım’ın sessizliğine ve Osman’ın vakur gölgesine misafir olur.
Ama bu misafirlik, ömürlük bir sınavdır.
İclâl’in hayatı, Anadolu’nun bir köyünde başlar ama onun yaşadıkları herhangi bir köyün değil, her yerin, her kadının, her sessizliğin hikâyesidir. Doğduğu andan itibaren sevgiden, güvenlikten, adaletten mahrum büyür. Bazen sadece bir çocuğun masumca yürüyüşüyle, bazen bir genç kızın içine gömülen hayalleriyle tanırız onu.
Ve sonra o evlilik…
Bir pazarlığın içine sıkıştırılmış kader, bir tarla uğruna feda edilen hayat, bir suçun gölgesine düşen masumiyet…
Akif Mengeş’in kaleminden çıkan bu roman, sadece İclâl’in değil, onunla birlikte susmuş bütün kadınların, bütün çocukların, bütün yüreklerin hikâyesidir. Satır aralarında lal olmuş Meryem’in sessizliği, Osman’ın omuzlarına yüklenen vicdan, Rukiye’nin iç çekişleri ve toprağa gömülen nice hayaller vardır.
Bu roman size bir hikâye anlatmaz; sizi bir hayatın içine çeker.Duru, sarsıcı ve incelikli bir anlatımla yazılmış İclâl, Anadolu’da geçen bir ömrün nasıl bazen sadece birkaç kelimeyle özetlenebileceğini gösteriyor: Umut etti, dayandı, sustu, büyüdü, kırıldı…
Ve sonunda: “İnsana insan demeyeceğiz. İnsan, insanlığını kaybedecek. Bulana aşk olsun!”
İclâl'i okuyun. Çünkü bu kitap, adaletin ve merhametin hâlâ mümkün olduğuna inananlar için yazıldı.
Ama bu misafirlik, ömürlük bir sınavdır.
İclâl’in hayatı, Anadolu’nun bir köyünde başlar ama onun yaşadıkları herhangi bir köyün değil, her yerin, her kadının, her sessizliğin hikâyesidir. Doğduğu andan itibaren sevgiden, güvenlikten, adaletten mahrum büyür. Bazen sadece bir çocuğun masumca yürüyüşüyle, bazen bir genç kızın içine gömülen hayalleriyle tanırız onu.
Ve sonra o evlilik…
Bir pazarlığın içine sıkıştırılmış kader, bir tarla uğruna feda edilen hayat, bir suçun gölgesine düşen masumiyet…
Akif Mengeş’in kaleminden çıkan bu roman, sadece İclâl’in değil, onunla birlikte susmuş bütün kadınların, bütün çocukların, bütün yüreklerin hikâyesidir. Satır aralarında lal olmuş Meryem’in sessizliği, Osman’ın omuzlarına yüklenen vicdan, Rukiye’nin iç çekişleri ve toprağa gömülen nice hayaller vardır.
Bu roman size bir hikâye anlatmaz; sizi bir hayatın içine çeker.Duru, sarsıcı ve incelikli bir anlatımla yazılmış İclâl, Anadolu’da geçen bir ömrün nasıl bazen sadece birkaç kelimeyle özetlenebileceğini gösteriyor: Umut etti, dayandı, sustu, büyüdü, kırıldı…
Ve sonunda: “İnsana insan demeyeceğiz. İnsan, insanlığını kaybedecek. Bulana aşk olsun!”
İclâl'i okuyun. Çünkü bu kitap, adaletin ve merhametin hâlâ mümkün olduğuna inananlar için yazıldı.
"Lanet mi almıştı kasaba?
Şımarık zalimlerin üstüne yağan
beddua mıydı? “Ah”lar mıydı?
Yoksa bize kâr kalan(!) “vah”lar mıydı?"
“Allah seni insan ede Âsım!
Kimsenin “âmin” demediği dua askıda kalır. Âsım hep Âsım olarak kalacak. ”
““O gün bu gündür, bekler durur. Neyi bekliyor? “Allah’tan ümit kesilmez.” yargısının tecelli etmesini! Çölde vaha arayan yitiğin bekleyişi gibi.” ”
Görüşlerinizi yoruma yazabilir misiniz?