Ne Seninle Ne Sensiz
Aşkın ve aidiyetin ince çizgisinde dans eden bir varoluş hikâyesi

Ne Seninle Ne Sensiz: Bir Aidiyet ve Ayrılık Hikâyesi Yurdagül Aydın, okuru duyguların en keskin sınırlarında gezindiren ve insan ilişkilerinin karmaşık dokusunu samimiyetle işleyen Ne Seninle Ne Sensiz ile edebiyat sahnesine çıkıyor. Roman, bir köşkün duvarlarına sinmiş mutlulukları, hayal kırıklıklarını ve yüzleşmeleri, Sare karakterinin gözünden anlatırken, okuru bir ailenin görünmeyen katmanlarına davet ediyor. Geçmişle Hesaplaşmanın Ağır Yükü Sare, bir zamanlar aile olmanın anlamını öğrendiği, en mutlu anılarını biriktirdiği köşke, bu kez hayatının en acı günlerinde dönüyor. Arkasında bıraktığı Erhan ile el ele tutuşmalar, kırgınlıklar ve öfke dolu anılar, şimdi zihninde bir film şeridi gibi akarken, gerçeklerle yüzleşmekten kaçamıyor. Yurdagül Aydın, bu sahneleri aktarırken, bir kadının iç dünyasındaki çalkantıları ve direnci incelikle resmediyor. Bir Ailenin Gizli Kalmış Parçaları İki çocuk, iki baba, üç sevda ve gözyaşlarıyla yazılmış üç mektup… Roman, karakterlerin birbirine dolanan kaderlerini anlatırken, sevinçlerin içindeki hüznü ve hüsranların arasındaki umudu gözler önüne seriyor. Sare’nin avuçlarını yüzüne kapatıp inlemeye başladığı o an, okuru da “Neden buradayım?” sorusunun cevapsız labirentine sürüklüyor. Hayalden Gerçeğe Uzanan Bir Kalem Yurdagül Aydın’ın kalemi, ortaokul yıllarında başlayan bir mektup arkadaşlığının izini sürüyor. Kaybolan bir bağın ardından, hayal ettiği bir geleceği satırlara dökmesiyle ortaya çıkan bu ilk roman, yazarın kendi hayalini gerçeğe dönüştürme cesaretinin de kanıtı. Okurken, yalnızca Sare’nin değil, yazarın da yüreğinin attığını hissetmemek mümkün değil. Neden Okumalı? Eğer siz de insan ilişkilerinin kırılganlığına, aşkın ve ailenin bazen birbirine dolanan bazen birbirinden kopan iplerine tanıklık etmek istiyorsanız, bu roman tam size göre. Yurdagül Aydın, sade bir dille ördüğü hikâyesinde, her okuru kendi hayatından bir parça bulmaya davet ediyor. Ne Seninle Ne Sensiz, bir solukta okunacak kadar akıcı ama her sayfasında duygu biriktirecek kadar derin… Çünkü bazen en güçlü kadınlar, arkalarında bıraktıkları hikâyelerle var olur. Bir solukta okunacak ancak uzun süre etkisinden çıkılamayacak bu roman, her güçlü kadının arkasında gizlenen hikâyelere ışık tutuyor.
Görüşlerinizi yoruma yazabilir misiniz?